İşte buna ihtiyaç duyan insanoğlu daha önce keşfettiği temel atom bilgilerinin üzerine iki farklı simge kurdu, N ve P diye adlandırıldı. N tipi madde atomlarında bulunan elektronlarının sayısı 5 olan atomlardan oluşuyordu.
Bunlar genel vericiydiler, P tipi madde ise en dış yörüngesinde 3 elektron bulunan atomlardan oluşuyordu gelen alıcıydılar. Ardar da konan bu iki madde üzerinden geçen akım elektronlar açısından N den P 'ye olacak şekilde geçebiliyorlardı.
Tersinde ise yani P den N'e geçiş belirli bir sınır içerisinde imkansızdır. Bu elamana diyot olarak tanımlanmıştır. İki ucu olan elemanın artı olan ucuna Anot, eksi olan diğer uca ise Katot denilmektedir. Akım Anottan Katota doğru yol alır.(+ dan - ye tabirinde)
Peki bu sınırlar nelerdir diye bir tabiri açıklarsak, diyot un yapıldığı maddelerin ileri ve geri kutuplanma diye tabir edilen kutuplanması esnasında içindeki yalıtkan zar açılmak için yani ileri kutuplanmada iletime geçmek için belirli bir sabit gerilime ihtiyaç duyar bu gerilim kullanılan maddeye göre değişmektedir.
Geri kutuplamada ise zar aktif durumunu koruyarak belirli bir voltaja kadar iletimi sağlamaz yine bu voltaj kullanılan maddelere göre değişmektedir. En cok kullanılan maddeler silisyum ve Germanyumdur.
Diyot tek yöne elektrik akımını ileten bir devre elemanıdır. Diyotun P kutbuna "Anot", N kutbuna da "Katot" adı verilir. Genellikle AC akımı DC akıma dönüştürmek için Doğrultmaç devrelerinde kullanılır. Diyot N tipi madde ile P tipi maddenin birleşiminden oluşur. Bu maddeler ilk birleştirildiğinde P tipi maddedeki oyuklarla N tipi maddedeki elektronlar iki maddenin birleşim noktasında buluşarak birbirlerini nötrlerler ve burada "Nötr" bir bölge oluştururlar. Yandaki şekilde Nötr bölgeyi görebilirsiniz. Bu nötr bölge, kalan diğer elektron ve oyukların birleşmesine engel olur. Yandaki şekilde diyotun sembolünü görebilirsiniz. Şimdide diyotun doğru ve ters polarmalara karşı tepkilerini inceleyelim.
|